Dünya genelinde neredeyse bir yıldan fazladır mücadele ettiğimiz Covid-19 salgınında, zirveye çıkan vaka ve ölümlerin sayısı, bu yıl itibari ile başlayan Covid-19 aşılamaları sayesinde büyük ölçüde azalış gösteriyor. Ülkemizde öncelikle yüksek yaş grubunda başlayan aşılama, haziran ayı itibari ile öncelikli grupta yer alan genç nüfusa da uygulanmaya başladı. Bu durum kullanımda olan aşıların etkinliği ve halen geliştirilmekte olan aşıların potansiyeli hakkında daha fazla soru işareti ortaya çıkıyor. Peki, aşılar birbirlerinden nasıl farklılık gösterirler? Salgın ve aşılarla ilgili gelişmeleri takip etmek önemlidir, ancak birçok yönden bize gelen yanlış bilgi seli göz önüne alındığında, bu aynı zamanda göz korkutucu bir hal alabilir ve kafanızı karıştırabilir. Covid-19 hakkında yayılmakta olan yanlış bilgiler ve doğrularını öğrenmek isterseniz “Covid-19 Hakkında Mitler ve Gerçekler” yazımızı inceleyebilirsiniz. Sinovac, Pfizer BioNTech, Moderna, Sputnik V ve Johnson & Johnson’ın aşıları şu anda dünya genelinde uygulanan aşılardır. Bir dizi farklı aşı çalışması da devam etmektedir. Bu aşılardan yalnızca Pfizer BioNTech, Moderna ve Johnson & Johnson aşıları FDA‘dan onay almışlardır. Ülkemizde ise bu yılın başlarından itibaren ilk olarak Çin’de üretilen Sinovac-CoronaVac Covid-19 aşısı, akabinde ise Almanya’da geliştirilen Pfizer BioNTech Covid-19 aşısı uygulanmaya başladı. Peki bu aşıların özellikleri ve farkları nelerdir? Hangi Covid-19 aşısı tercih edilmelidir? Yazımızda en ülkemizde güncel olarak Covid-19 aşısı olarak kullanılan Sinovac CoronaVac ve Pfizer BioNTech aşılarının detaylı bir karşılaştırmasını yaptık. Ancak unutmayın, salgını en etkili şekilde bitirmenin yolu sürü bağışıklığı kazanmaktır ve aşılar bunun tek yoludur. Yazımız yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır, yegane önerimiz aşı hakkınız varsa en kısa sürede ulaşabildiğiniz herhangi bir aşıyı yaptırmanızdır.
Pfizer-BioNTech Covid-19 Aşısı11 Aralık 2020’de şirketin yeni geliştirdikleri aşının semptomatik hastalığı önlemede %95’e kadar etkili olduğu haberlerini içeren pozitif klinik deney verilerini bildirmesinin ardından FDA ve EUA onaylarını alan ilk Covid-19 aşısı oldu. Ancak Pfizer-BioNTech Covid-19 aşısı, saklama koşulları açısından oldukça katı gereksinimleri de beraberinde getirmektedir. Örneğin, ultra soğuk sıcaklık kontrollü birimlerde (-70 Santigrat derecede) nakliye edilmesi gerekir. Şubat ayının ortalarında şirket, FDA’ya aşının ilaç buzdolaplarında ve dondurucularda daha yaygın olabilecek sıcaklıklarda stabilitesini gösteren yeni veriler sundu. Onay, Covid-19 aşısı için dağıtımı kolaylaştırdı.
Aşının DurumuPfizer-BioNTech Covid-19 aşısı, ABD’de acil kullanım; Avrupa Birliği’nde ve diğer ülkelerde de genel kullanım için onaylanmış ve yetkilendirilmiştir.
Kimler Pfizer-BioNTech Aşısı Olabilir12 yaş ve üzeri herkes Biontech Covid-19 aşısı olabilir.
Dozaj ve UygulamaPfizer-BioNTech Covid-19 aşısı, 21 ila 45 gün arayla toplam iki doz olarak uygulanır.
Pfizer-BioNTech Covid-19 Aşısı Sonrası Görülebilen Yaygın Yan Etkiler
Bu yan etkilerin tümü genellikle bir veya iki gün dinlenme, bol sıvı alma ve asetaminofen gibi ilaç takviyeleri ile düzelir. Yan etkiler 72 saat içinde düzelmezse veya öksürük veya nefes darlığı gibi solunum semptomlarınız varsa mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurun. Nadir durumlarda, mRNA aşılarının epinefrin ile tedavi edilebilen ciddi bir reaksiyon olan anafilaksiyi tetiklediği görülmüştür. Bu nedenle, Sağlık Bakanlığı, aşı merkezlerinin Pfizer-BioNTech Covid-19 aşısı olan herkesi enjeksiyon sonrasında 15 dakika, eğer şiddetli alerji geçmişleri varsa veya kan sulandırıcı kullanıyorsa da 30 dakika boyunca izlemesini önermiştir.
Covid-19 Aşısı Olarak mRNA Aşıları Ne Kadar Etkili?Şu anda mRNA teknolojisini kullanan iki adet Covid-19 aşısı bulunuyor. Bahsettiğimiz gibi bunlardan ilki Moderna’nın geliştirdiği Covid-19 aşısı. Şirketin ABD Gıda ve İlaç Dairesi’ne (FDA) sunduğu rapora göre, bu aşı semptomatik vakaların önlenmesinde yüzde 94 etkili. Diğeri de Pfizer BioNTech’in ürettiği Covid-19 aşısı. Şirket aşının etkinlik oranını yüzde 95 olarak veriyor. Yaygın şekilde kullanımlarının başlamasının ardından gerçek hayattaki uygulamalardan gelen veriler de benzer bir resim ortaya koyuyor. Dünyada en hızlı aşılama programı uygulayan ülkelerden İsrail’den gelen verilere göre de BioNTech Covid-19 aşısı iki doz uygulamanın ardından semptomatik vakaları yüzde 94, hastaneye yatışları da yüzde 87 oranında düşürdü.
Covid-19 Aşısı Olarak Geliştirilen mRNA Aşıları Ne Kadar Güvenli? Yeni bir teknoloji olmasından dolayı, mRNA aşıları son dönemlerde çok sayıda asılsız iddia ve komplo teorisinin merkezinde bulunuyor. Ancak bu iddiaların herhangi bir bilimsel dayanağı yok. İnsanların genetik yapısını ya da DNA’sını değiştirmek gibi bir durum da söz konusu değil. Bu teknoloji kullanılarak geliştirilen aşıların tek eksisi, stoklama ve nakliye açısından çok dayanıklı olmamalarıdır. Bu nedenle de çok ciddi bir soğuklukta taşınması ve saklanması gerekiyor. Bununla birlikte Avrupa İlaç Ajansı, geçen ay içerisinde BioNTech Covid-19 aşısı saklama koşullarında değişiklik yapılmasını tavsiye etti. Buna göre, bir aya kadar normal buzdolabı koşullarında tutulması önerildi. Bilim insanları ve dünyanın farklı yerlerinde yetkili kamu sağlığı kurumları, bu Covid-19 aşısı için tamamen güvenlidir diyor. İngiltere Ortak Aşı Komisyonu, hem BioNTech’in hem de Moderna’nın geliştirdiği Covid-19 aşısı güvenliğine dair çok titiz ve detaylı incelemeler yapıldığını ve bu aşıların güvenli olduğuna kesin bir şekilde kanaat getirilmesinin ardından kullanımına onay verildiğini açıkladı. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi de mRNA teknolojisi üzerindeki çalışmaların 10 yıllardır devam ettiğini belirterek, bu aşıları ”yeni ama aşina” olarak tanımlıyor. CDC sitesinde, “mRNA aşılarla ilgili, daha önce grip, Zika, kuduz ve sitomegalovirüs için de çalışmalar yapıldı. Aşıların dışında kanser araştırmalarında da, bağışıklık sisteminin belli kanser hücrelerini hedef almayı öğrenmesi için de mRNA teknolojisi kullanıldı” ifadeleri yer alıyor.
Pfizer-BioNTech Covid-19 Aşısı Nasıl ÇalışırPfizer-BioNTech Covid-19 aşısı, nispeten yeni bir teknoloji kullanan bir haberci RNA (mRNA) aşısıdır. Bilim insanları, mRNA tekniğiyle geliştirilmiş aşıların Covid-19 pandemisi için yaygın bir şekilde kullanılmasının başka birçok hastalık için de çığır açıcı bir gelişme olabileceğini söylüyor. Vanderbilt Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Önleyici Tıp Profesörü William Schaffner, mRNA teknolojisini “21′inci yüzyıl bilimi” olarak tanımlıyor ve mRNA temelli Covid-19 aşılarından alınan olumlu verilerin, gelecekteki enfeksiyon hastalıkları salgınlarıyla mücadelede önemli bir potansiyel sunduğunu belirtiyor. Haberci RNA (mRNA), tüm canlı hücrelerde bulunur. mRNA’lar kromozomlarımızdaki DNA ile ihtiyaç duyduğumuz proteinleri üreten hücresel mekanizma arasında kimyasal aracılar olarak hareket ederler ve proteinleri bir araya getirmek için ihtiyaç duyulan talimatları iletirler. Vücuda zayıflamış veya etkisiz hale getirilmiş bir hastalık mikrobu yerleştiren geleneksel aşıların aksine, Pfizer-BioNTech mRNA aşısı, vücuda SARS CoV-2 virüsünden küçük bir genetik kod parçası iletir. Aşı, hücrelerimizin protein yapmak için okuduğu genetik materyal olan haberci RNA’yı kullanır. Kısaca mRNA olarak adlandırılan molekül kırılgandır ve doğrudan vücuda enjekte edilirse doğal enzimlerimiz tarafından parçalara ayrılır. Pfizer ve BioNTech, aşılarını korumak için mRNA’yı lipit nano parçacıklarından yapılmış yağlı baloncuklara sarar. Bu teknik kapsamında, virüsün genetik kodunun bir bölümü alınıyor ve hücrelere nüfuz edilmesi için yağ ile kaplanıyor ve bu sıvı, insanlara enjekte ediliyor. Böylece virüsten alınan genetik kod insan hücrelerine ulaştırılıyor. Aşı, hücrelerin korona virüsün hücreye girmesini sağlayan dikensi proteinin kopyasını üretmesini sağlıyor. Böylece, bağışıklık sistemi de antikor üretiyor ve T hücreleri de vücudun zararlı olarak algıladığı bu yapılarla mücadele etmeye başlıyor. Aşıdan gelen mRNA sonunda hücre tarafından yok edilir ve kalıcı bir iz bırakmaz. Pfizer-BioNTech Covid-19 aşısı, bağışıklık sistemini korona virüsle savaşacak kadar iyi hazırlamak için 21-45 gün arayla iki enjeksiyon gerektirir. Ancak aşı çok yeni olduğu için araştırmacılar korumanın ne kadar sürebileceğini bilmiyorlar.
Pfizer-BioNTech Aşısı Ne Kadar İyi ÇalışıyorPfizer-BioNTech Covid-19 aşısı, klinik çalışmalarda, önceden enfeksiyonu geçirmemiş olmayanlarda Covid-19’u önlemede %95 etkinlik göstermiştir. Araştırmacılar aşının yaş, cinsiyet, ırk, etnik köken ve vücut kitle indeksi (BMI) veya diğer tıbbi durumların varlığı dahil olmak üzere çeşitli farklı insanlar üzerinde eşit derecede etkili olduğunu bildiriyor. Klinik deneylerde aşı, ciddi bir enfeksiyonu önlemede %100 etkiliydi. Mart ayının sonlarında, 3.950 sağlık personeli, ilk müdahale ekipleri ve diğer temel ve ön saflarda çalışan çalışanları kapsayan küçük bir CDC çalışması, aşının gerçek dünya koşullarında aşının tam bağışıklamada (ikinci dozdan en az 14 gün sonra) %90 etkili olduğunu gösterdi. .
Pfizer-BioNTech Covid-19 Aşısı, Virüsün Değişik Mutasyonları Üzerinde Ne Kadar İyi ÇalışıyorMayıs ayının başlarında, Pfizer-BioNTech Covid-19 aşısının, gerçek dünyada kullanımına dayanan iki çalışmada, Birleşik Krallık’ta ve Güney Afrika’da ilk kez tespit edilen varyantlarda, şiddetli hastalığa veya ölüme karşı %95’ten fazla etkili olduğu bulundu. Enfeksiyona karşı etkinlik iki çalışma arasında farklılık gösterirken, her ikisi de aşının güçlü koruma sağladığını gösterdi
Sinovac (CoronaVac) Covid-19 AşısıTürkiye’de uygulanan aşılardan biri olan Sinovac-CoronaVac Covid-19 aşısının etkililik oranı ve yan etkileri merak edilmektedir. Çinli özel şirket Sinovac tarafından geliştirilen CoronaVac Covid-19 aşısı, Çin’de kullanım için onaylanmış ve bir düzineden fazla ülkede acil kullanım için yetkilendirilmiştir. Sinovac araştırmacıları CoronaVac’ı oluşturmak için Çin, İngiltere, İtalya, İspanya ve İsviçre’deki hastalardan korona virüs örnekleri alarak başladılar. Brezilya’daki bir denemede araştırmacılar, semptomları olan veya olmayan enfeksiyonlara karşı yüzde 50-65’lik bir etkinliğe sahip olduğunu buldular. Türkiye’de yapılan bir denemede araştırmacılar, semptomatik Covid-19 enfeksiyonlarına karşı yüzde 91,25 oranında etkili olduğunu buldular. Ancak Çin’in aşıları hakkında ne biliyoruz ve başka yerlerde geliştirilenlerle nasıl karşılaştırılır?
Aşının DurumuCoronaVac Covid-19 aşısı, DSÖ tarafından acil kullanım onayı almıştır. ABD’de FDA onayı almamıştır. Çin dışında Singapur, Malezya ve Filipinler de dahil olmak üzere birçok Asya ülkesi Sinovac ile anlaşmalar imzaladı ve Ocak 2021’de Endonezya, aşılarıyla toplu aşılama kampanyasını başlatmaya başladı. Türkiye ayrıca acil kullanım için Sinovac aşısını da onayladı. Şirketin ayrıca Brezilya ve Şili ile başka anlaşmalar yaptığı da biliniyor. Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn Sinopharm aşısını onayladı.
Kimler Sinovac (CoronaVac) Covid-19 Aşısı OlabilirHerhangi bir özel durumu veya kronik hastalığı olmayan herkes, aşı hakları geldiğinde güvenle Sinovac aşısını tercih edebilirler. Hamileler için aşağıda kapsamlı bilgi bulabilirsiniz. Obezite, kardiyo vasküler hastalık ve solunum yolu hastalığı dahil olmak üzere ciddi COVID-19 riskini artırdığı belirlenen komorbiditeleri olan kişiler için aşı önerilir. Aşı, geçmişte COVID-19 geçirmiş kişilere de uygulanabilir. Mevcut veriler, bu kişilerde doğal enfeksiyondan sonra 6 aya kadar semptomatik yeniden enfeksiyonun olası olmadığını göstermektedir. Sonuç olarak, özellikle aşı arzının sınırlı olduğu durumlarda aşılamayı bu dönemin sonuna kadar ertelemeyi seçebilirler. Emziren kadınlarda diğer yetişkinlerde olduğu gibi aşı etkinliğinin benzer olması beklenir. DSÖ, diğer yetişkinlerde olduğu gibi emziren kadınlarda Covid-19 aşısı Sinovac CoronaVac’ın kullanılmasını önermektedir. DSÖ, aşılamadan sonra emzirmenin kesilmesini önermemektedir. İnsan immün yetmezlik virüsü (HIV) ile yaşayan veya bağışıklığı baskılanmış kişilerde ciddi COVID-19 hastalığı riski daha yüksektir. Bu kişiler henüz aşılarla ilgili yapılmış klinik araştırmalara dahil edilmemiştir, ancak bunun replike olmayan bir aşı olduğu göz önüne alındığında, HIV ile yaşayan veya bağışıklığı baskılanmış ve aşı için önerilen grubun bir parçası olan kişiler aşılanabilir. Bireysel fayda – risk değerlendirmesini bilgilendirmek için mümkün olan her yerde bilgi ve danışmanlık sağlanmalıdır.
Dozaj ve Uygulama21 gün arayla toplam iki doz olarak uygulanır.
Yaygın Yan Etkiler
İlk Önce Kimler Aşılanmalıdır?COVID-19 aşı kaynakları sınırlı olmakla birlikte, maruz kalma riski yüksek olan sağlık çalışanlarına ve yaşlılara aşılama için öncelik verilmelidir. Aşı, 18 yaşından küçük kişiler için, o yaş grubunda daha fazla çalışmanın sonuçları hala beklendiği için henüz önerilmemektedir.
Hamileler Sinovac Aşısı Olmalı Mı?Gebe kadınlarda Sinovac-CoronaVac (COVID-19) aşısına ilişkin mevcut veriler, gebelikte aşının etkinliğini veya aşıyla ilişkili olası riskleri değerlendirmek için henüz yetersizdir. Bununla birlikte, bu aşı, hamile kadınlar da dahil olmak üzere Hepatit B ve Tetanos aşıları gibi iyi belgelenmiş bir güvenlik profiline sahip diğer birçok aşıda yaygın olarak kullanılan bir adjuvan içeren inaktive edilmiş bir aşıdır. Bu nedenle, hamile kadınlarda Sinovac-CoronaVac (COVID-19) aşısının etkinliğinin, benzer yaştaki hamile olmayan kadınlarda gözlemlenenle yakın olması beklenmektedir. Gebe kadınlarda güvenlik ve immünojenisiteyi değerlendirmek için daha ileri çalışmaların yapılması beklenmektedir. Bu arada DSÖ, hamile kadınlar için aşılamanın faydalarının, potansiyel risklerden daha ağır bastığında Sinovac-CoronaVac (COVID-19) aşısının kullanılmasını önermektedir. Gebelerin bu değerlendirmeyi yapmasına yardımcı olmak için, gebelikte COVID-19 riskleri hakkında bilgi verilmeli, aşılamanın olası faydalarından bahsedilmeli, ancak hamile kadınlarda güvenlik verilerinin henüz sınırlı olduğu da anlatılmalı. DSÖ aşılamadan önce gebelik testi önermez. DSÖ, hamileliğin ertelenmesini veya aşılama nedeniyle hamileliğin sonlandırılmasını önermemektedir.
Aşı kimlere önerilmez?Aşının herhangi bir bileşenine karşı anafilaksi öyküsü olan kişiler aşı olmamalıdır. Akut PCR ile doğrulanmış COVID-19 olan kişiler, akut hastalıktan iyileşene ve izolasyonu sona erdirme kriterleri karşılanana kadar aşılanmamalıdır. Vücut ısısı 38,5°C’nin üzerinde olan herkes, ateşi düşene kadar aşılamayı ertelemelidir.
Sinovac Aşısı Güvenli Mi?SAGE, aşının kalitesi, güvenliği ve etkinliği hakkındaki verileri kapsamlı bir şekilde değerlendirdi ve 18 yaş ve üstü kişiler için kullanılmasını tavsiye etti. Sinovac aynı zamanda DSÖ tarafından da acil kullanım listesine eklendi. İnaktif aşı olduğu için daha geleneksel ve insanlık tarihinin en köklü ve yaygın yöntemi ile üretilmiştir. İlgili çalışmaların tasarlanmasında alınan farklı yaklaşımlar nedeniyle aşıları kafa kafaya karşılaştıramayız, ancak genel olarak, DSÖ Acil Kullanım Listesi’nde yer alan tüm aşılar, COVID-19 nedeniyle ciddi hastalıkları ve hastaneye yatışları önlemede oldukça etkilidir.
Sinovac Aşısı Ne Kadar Etkili?Brezilya’da yapılan büyük bir faz 3 denemesi, 14 gün arayla uygulanan iki dozun, semptomatik SARS-CoV-2 enfeksiyonuna karşı %51, şiddetli COVID-19’a karşı %100 ve ikinci dozu aldıktan 14 gün sonra hastaneye yatmaya karşı %100 etkinliğe sahipti.
İnaktif Aşı Nedir?İnaktive virüsler bir asırdan fazla süredir aşılama için kullanılmaktadır. Jonas Salk onları 1950’lerde çocuk felci aşısını oluşturmak için kullandı ve kuduz ve hepatit A gibi diğer hastalıklara karşı aşıların temelini oluşturuyorlar. İnaktif aşıların temel prensibi, vücuda zayıflatılmış bir virüs vererek, hastalığın ağır semptomlarından mustarip olmadan, insan bağışıklık sistemine virüslere karşı antikor üretmeyi öğretmektir. Bu sayede gerçek virüs ile karşılaşıldığında, vücut aşı sayesinde virüsü tanıyacak ve ürettiği antikorlarla hastalığa karşı koyacaktır.
Sinovac Aşısı Nasıl Çalışır?
CoronaVac, inaktif aşıların temel prensibi ile bağışıklık sistemine SARS-CoV-2 korona virüsüne karşı antikor üretmeyi öğreterek çalışır. Antikorlar, yüzeyini diken diken proteinler gibi viral proteinlere bağlanır. Araştırmacılar maymun böbrek hücrelerinde büyük miktarda korona virüs ürettiler. Sonra virüsleri beta-propiolakton adı verilen bir kimyasalla ıslattılar. Bileşik, genlerine bağlanarak korona virüsleri etkisiz hale getirdi. İnaktive edilmiş korona virüsler artık çoğalamaz duruma geldiler. Ancak spike dahil proteinleri bozulmadan kaldı ve bu da inaktif aşının temelini oluşturdu. Araştırmacılar daha sonra etkisiz hale getirilmiş virüsleri çıkardılar ve adjuvan adı verilen çok az miktarda alüminyum bazlı bir bileşikle karıştırdılar. Adjuvanlar, bir aşıya tepkisini artırmak için bağışıklık sistemini uyarırlar. CoronaVac’taki korona virüsler ölü olduğundan, Covid-19’a neden olmadan insan vücuduna enjekte edilebilirler. Vücuda girdikten sonra, etkisiz hale getirilmiş virüslerin bazıları, antijen sunan hücre adı verilen bir tür bağışıklık hücresi tarafından yutulur. Antijen sunan hücre, korona virüsü parçalara ayırır ve bazı parçalarını yüzeyinde gösterir. Yardımcı T hücresi bu parçaları algılayabilir. Parça, yüzey proteinlerinden birine sığarsa, T hücresi aktive olur ve diğer bağışıklık hücrelerinin aşıya yanıt vermesine yardımcı olabilir. B hücresi adı verilen başka bir bağışıklık hücresi türü de etkisiz hale getirilmiş korona virüs ile karşılaşabilir. B hücreleri çok çeşitli şekillerde yüzey proteinlerine sahiptir ve birkaçı korona virüse tutunmak için doğru şekle sahip olabilir. Bir B hücresi kilitlendiğinde, virüsün bir kısmını veya tamamını içeri çekebilir ve yüzeyinde koronavirüs parçaları sunabilir. Korona virüse karşı aktive olan bir yardımcı T hücresi aynı parçaya tutunabilir. Bu olduğunda, B hücresi de aktive olur. Yüzey proteinleriyle aynı şekle sahip antikorları çoğaltır ve dışarı atar. CoronaVac ile aşılandıktan sonra, bağışıklık sistemi canlı koronavirüs enfeksiyonuna tepki verebilir. B hücreleri istilacılara yapışan antikorlar üretir. Spike proteini hedef alan antikorlar, virüsün hücrelere girmesini önleyebilir. Diğer antikor türleri, virüsü başka yollarla bloke edebilir. CoronaVac, Covid-19’a karşı bir miktar koruma sağlayabilirken, henüz kimse bu korumanın ne kadar sürdüğünü kesin olarak bilmiyor. Antikor seviyesinin aylar içinde düşmesi olasıdır. Ancak bağışıklık sistemi, korona virüs hakkında yıllarca hatta on yıllar boyunca bilgi tutabilen, hafıza B hücreleri adı verilen özel hücreler de içerir.
Sinovac, SARS-CoV-2 Virüsünün Yeni Türevlerine Karşı Çalışır Mı?Gözlemsel bir çalışmaya göre Sinovac’ın, P.1 varyantı SARS-CoV-2 vakalarının %75’inin gözlendiği Brezilya, Manaus’taki sağlık çalışanlarında Sinovac-CoronaVac’ın semptomatik enfeksiyona karşı tahmini etkinliği %49,6’dır. Etkinlik, Sao Paulo’da P1 sirkülasyonu varlığında (örneklerin %83’ü) gözlemsel bir çalışmada da gösterilmiştir. P.2 varyantının geniş çapta dolaşımda olduğu ortamlardaki değerlendirmeler – ayrıca Brezilya’da – en az bir dozdan sonra aşı etkinliğini %49,6 olarak tahmin etti ve ikinci dozdan iki hafta sonra %50,7 gösterdi. SAGE de şu anda DSÖ verilerinden yola çıkarak farklı varyantlar için de bu aşının kullanılmasını önermektedir.
Sinovac, Enfeksiyon ve Bulaşmayı Önler Mi?Şu anda Covid-19 aşısı Sinovac-CoronaVac’ın Covid-19 hastalığına neden olan virüs olan SARS-CoV-2’nin bulaşması üzerindeki etkisiyle ilgili somut bir veri bulunmamaktadır. Bu arada DSÖ, aşılama çalışmaları yapılsa da, rotada kalma ve enfeksiyon ve bulaşmayı önlemek için; maske takmayı, fiziksel mesafeyi, el yıkamayı, solunum ve öksürük hijyenini, kalabalıklardan kaçınmayı ve yerel ulusal tavsiyelere göre yeterli havalandırmayı sağlamak gibi kurallara uymaya devam etmemiz gerektiğini söylüyor.
Covid-19 Aşı Türlerinin Özellikleri ve Farkları Nelerdir?
1) İnaktif Aşılar
2) Mesajcı RNA (mRNA) Aşıları
Pfizer Biontech ve Sinovac CoronaVac Aşılarının Farkları Nelerdir?Öncelikle iki aşı arasındaki en önemli fark üretim yöntemleridir. Biontech aşısı nispeten daha yeni olan, son 25 yıldır tıpta kullanılan, mRNA yöntemi ile geliştirilmiştir. Sinovac aşısı ise daha geleneksel olarak inaktif virüs yöntemi ile geliştirilmiştir. Bu sebeple uygulama, yan etkiler genel koruyuculuk ve mutantlara karşı koruyuculuk gibi konularda aralarında farklar vardır. Raporlara göre Biontech aşısında ilk dozda yan etki görülmezken ikinci dozdan sonra vücudun savunma mekanizmasının tepkileriyle bağlantılı olarak, Sinovac aşısına göre daha yoğun hissedilecek şekilde kısa süreli yan etkiler ortaya çıkabiliyor. Bunun yanı sıra, inaktif virüs aşılarına göre mRNA aşılarında vücudun üretebileceği antikor seviyesinin daha fazla olduğu görülmektedir. Henüz iki aşının da ne kadar süre ile koruma sağlayabileceğini bilmiyoruz, antikor seviyelerimizin durumuna göre eğer virüs bir şekilde yok olmazsa gelecekte tıpkı grip aşısı gibi yılda 1 veya 2 kere düzenli olarak Covid-19 aşısı yaptırmamız gerekebilir. Sinovac’ın mRNA aşılarına kıyasla ana avantajlarından biri, şempanzelerde soğuk algınlığına neden olan genetiğiyle oynanmış bir virüsten yapılan Oxford aşısı gibi, standart bir buzdolabında 2-8 santigrat derecede saklanabilmesidir. mRNA aşıları olan Moderna’nın aşısı -20C’de ve Pfizer’in aşısı -70C’de saklanmalıdır. Bu, hem Sinovac hem de Oxford-AstraZeneca aşısının, bu kadar düşük sıcaklıklarda büyük miktarlarda aşı depolayamayan gelişmekte olan ülkeler için çok daha yararlı olduğu anlamına geliyor.
Hangi Aşı Daha Etkili?Şimdiye kadar uygulanmış Covid-19 aşı sonuçlarına bakıldığında, Sinovac aşısı olan kişiler korona virüse yakalansa bile hastalığı aşı olmayanlara kıyasla daha hafif atlattıkları tespit edildi ve hastaneye yatma oranlarını yüzde 100 oranında azalttı. Bu da ölüm oranında önemli ölçüde azalma demektir. Tıp camiasının aşılarla ilgili hemfikir olduğu ilk konu, kişilerin ilk olarak hangi aşıyı bulursa onu olmaları gerektiği. Çünkü somut çalışmalarla kanıtlanmış olduğu üzere DSÖ tarafından onaylanan aşıların gerçekten koruyuculuk sağlaması ve virüse yakalanılsa bile hastaneye yatış oranlarını ciddi oranda azaltması söz konusu. Ancak aşı olacak kişi bağışıklık istemini baskılayacak ilaç kullanıyorsa, kemoterapi alıyorsa, kanser tedavisi görüyorsa veya daha önceden ağır bir nörolojik hastalık geçirmişse bu durumda inaktif aşı biraz daha güvenilir gibi görünüyor. Yukarıda saydıklarımız dışında sadece hafif bir kronik hastalığı olan, genç, sağlıklı veya hiçbir hastalığı olmayan bireyler, Biontech aşısının koruyuculuk oranı Sinovac aşısına göre yüzde 10 daha fazla olduğunu göz önünde bulundurarak Biontech aşısını tercih edebilir. Koruyuculuk oranı yüksek olsa da, güncel durumda Biontech aşısının miktarı daha az olduğu için ulaşılması Sinovac aşısı kadar kolay olmayabilir. Bu durumda ulaşabildiğiniz ilk aşıyı olmanız önerilmektedir, çünkü DSÖ tarafından onaylanmış veya acil kullanım listesine alınmış olan tüm aşılar, zorunlu ve kapsamlı testler yapılarak seri üretime alınmıştır. Kısacası ağır bir kronik hastalığınız yoksa ve bağışıklığınızı baskılayacak bir ilaç almıyorsanız, ulaşılabilir olması halinde, Sinovac aşısına kıyasla %10 daha yüksek koruyuculuğu olması ve mutant virüsler üzerinde daha etkili olmasını göz önüne alarak Biontech aşısını tercih edebilirsiniz.
Ancak lütfen unutmayın, bu yazı uzmanlar tarafından hazırlanmış bir aşı rehberi değildir. İçeriğimiz, güncel çalışmalara ve dünya genelinden bildirilmiş raporlara dayanarak yalnızca bilgilendirme amacı ile hazırlanmıştır. Özel bir sağlık durumunuz, düzenli kullandığınız bir ilaç veya kronik bir rahatsızlığınız varsa, hangi aşıyı olacağınıza karar vermeden önce mutlaka doktorunuzla görüşün ve aşı sonrası oluşabilecek yan etkilere karşı bilinçli olun.
Aşı Olduktan Sonra Nelere Dikkat Edilmeli?Aşı olmak sadece kişinin kendisini korur, virüsü taşımasını ve başkasına bulaştırmasını engellemez. Bu nedenle Covid-19 aşısı olanlar maske, mesafe ve hijyene dikkat etmeyi sürdürmelilerdir. Aşı olduktan sonra günlük hayatınıza rahatlıkla devam edebilirsiniz, özellikle alınması gereken ekstra bir önlem yoktur. Aşıdan sonra ortaya çıkan ateşe karşı bol sıvı, özellikle de su tüketilmesi gerekir. Ayrıca aşı olacakken kalın giyinmeyin. Üzerinizi sıkmayan, terletmeyen giysiler tercih edin. Enjeksiyon sonrası koldaki ağrıyan bölgeye temiz, soğuk, ıslak bir bez koyun. Ağrıyan kol için önerimiz ise kolunuzun hareketsiz kalmaması. Kolunuzu kullanın, hatta hafif kol egzersizleri yapın.
mRNA ve Başka Türde Covid Aşılarıyla ile İlgili Şehir EfsaneleriAşılar Çok Hızlı Geliştirildi, O Nedenle Güvenilir Olamaz İddiasıPfizer BioNTech ve Moderna aşılarında kullanılan mRNA teknolojisi, on yıldan uzun süredir mevcut, yani 1990’lara dayanan mRNA çalışmaları aşı geliştirme alanında yeni değil. Ayrıca, onaylı mRNA aşıları, insanlarda güvenlik ve etkinlik gösteren sıkı testlere ve klinik denemelere tabi tutuldu. Bu aşı denemeleri için 90 binden fazla kişi gönüllü oldu. Pfizer-BioNTech aşısı, hastalığa karşı yüzde 95 ve Moderna aşısı, iki doz sonrası hastalığa karşı yüzde 94 oranında koruma sağladı. Geliştirme, klinik denemeler ve onay aşamalarının önceki aşılarda görülenden daha hızlı gerçekleştiği doğru. Bunun birkaç sebebi var. Öncelikle, mRNA teknolojisi son birkaç yıldır diğer viral hastalıklar için (Zika virüsü, kuduz virüsü, respiratuar sinsityal virüs) için kullanıldı. Bu nedenle bilim insanları artık aşina oldukları ve tecrübe kazandıkları teknolojiyi, keşfinin hemen ardından SARS-CoV-2 virüsüne daha hızlı şekilde uygulayabildiler. İkinci olarak, devlet ve özel firmalardan sağlanan finansman ve ortaklıklar, klinik araştırma aşamalarının çoğunun, tipik test tasarımı olan ‘seri’ yerine ‘paralel’ olarak gerçekleşmesine izin verdi. Tüm imkanların ve kaynakların, bu yeni virüse karşı aşılar geliştirmek seferber edilmesi de süreci önemli ölçüde hızlandırdı. Üçüncüsü de; aşı geliştirmenin maliyetli ve zaman alan kısmının çoğu, üretim kapasitesini arttırmak ve ticaretini büyüterek kalite kontrolünü sağlamakla ilgilidir. Bu da genellikle 3. faz etkinlik denemeleri tamamlandıktan sonra gerçekleşir. Ancak salgınının boyutu ve aciliyeti nedeniyle, bu kısımla ilgili fizibilite çalışmalarıyla zaman kaybedilmedi ve aşıların kitlesel ölçekte üretimi insan güvenliğine dair klinik denemeleri ile aynı zamanda başlatıldı. Aşıların güvenli ve etkili olduğu kanıtlandıktan sonra halka dağıtılmaya hazır büyük bir stok oluşmuş oldu.
mRNA Aşıları Covid-19’a Yakalanmamıza Neden Olabilir İddiasıBu imkansızdır. mRNA aşıları diğer geleneksel aşılar gibi canlı veya zayıflatılmış bir virüs içermiyor. Bazı kimselerin aşı sonrası tecrübe ettiği kol ağrısı veya hafif ateş genel olarak tüm sağlıklı bedenlerin aşılara verebildikleri olağan tepkilerdir. Az sayıda da olsa daha sert yan etkiler görüldüğü rapor edildi ve hatta çok nadir olsa da yaşamsal risk teşkil edebilecek alerjik reaksiyonlara rastlandı. Fakat bunun Pfizer BionTech aşısında oranı 212 binde 1. Moderna aşısında ise 400 binde 1. Bu alerjik reaksiyonlar dahi henüz kimsenin ölümüne neden olmadı. Medyada haber olarak yer alan ve tamamı yaşlılardan oluşan ölümlerin de mRNA aşısı ile henüz bir bağlantısı bulunmadı. İncelemeler devam ediyor ancak genel kanı bu ölümlerin tamamen başka sebepleri olduğu ve tesadüfi olarak aşıya denk geldiği yönünde. Unutulmaması gereken nokta şu ki; daha fazla kişi aşılandıkça, daha fazla rastlantısal hastalık vakası ve ölüm olacak. Bunlar, büyük bir popülasyonda belirli bir oranda ortaya çıkması beklenen durumlar. Ayrıca aşılandığınız için rehavete kapılıp önlem almayı bırakırsanız bu sebeple Covid-19’a yakalanmanız da mümkün, çünkü Covid-19 için geliştirilen hiçbir aşı 1. dozdan itibaren tam koruma sağlamaya başlamıyor. Sosyal mesafe, kişisel temizlik ve maske kullanımına aşıdan sonra da, erken dönemde kendi sağlığınız için, uzun dönemde ise çevrenizdeki aşılanmamış insanların güvenliği için devam etmeniz gerekiyor.
Hamile ve Emziren Kadınlar İçin Aşı Güvenli Değil İddiasıHamileler ve çocuk emziren kadınların ilk klinik deneylerde yer almadığı doğrudur. Bu nedenle başlarda Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) ve Dünya Sağlı Örgütü (WHO) sadece yüksek risk grubunda bulunan hamile kadınların ve süt emziren annelerin aşı olmayı tercih etmesini önerdi. Ancak daha sonra diğer sağlık örgütleri de dahil olmak üzere Covid-19’a yakalanması halinde hamilelerin daha büyük zarar göreceğini belirterek bu önerinin geri çekilmesi sağlandı. Eldeki veriler kısıtlı olsa da bugün var olan ortak kanı aşının anne ve bebeğe yaratacağı risklerin Covid-19 enfeksiyonunun yarattığı risklerden çok daha düşük olduğu yönünde. Hamile ve emziren hayvanlar üzerinde yapılan testler şimdiye kadar herhangi bir zarar oluşturmadığını gösteriyor. Yine de hamile ve emziren kişilerin aşı olmayı seçmeden önce doktorlarına danışmaları daha doğru olacaktır.
Covid-19 Aşısı Üreme Kabiliyetini Olumsuz Etkiliyor İddiasıBazı kişiler aşıların kısırlığa neden olabileceğinden endişeli. Ancak bu doğru değil. Bu efsane, insan hücrelerini enfekte etmek için gerekli olan SARS-CoV-2’nin başak proteinini oluşturan kısa bir aminoasit dizisinin, fetüs gelişimde hayati bir organ olan plasentada bulunan syncytin adı verilen bir proteinle paylaşılıyor olması nedeniyle ortaya çıktı. Ancak bu proteinleri inceleyen uzmanlara göre, dizi benzerliği, kısırlığa yol açacak tehlikeli bir bağışıklık reaksiyonunu tetiklemek için çok kısa. Buna ek olarak, erken gebelikte meydana gelen düşüklerin arttığı iddiasına dair de hiçbir kanıt bulunamadı. Aksine SARS-CoV-2 enfeksiyonundan sonra başarılı hamilelik kayıtları var. Dolayısıyla bizzat virüsün ve virüse bağışıklık sisteminin verdiği tepkinin dahi üreme fonksiyonlarını olumsuz etkilediğine dair bir bulgu yok. Pfizer-BionTech aşısının test aşamalarında gönüllü olan kişiler arasında sonradan hamile kalan çok sayıda denek var. Bunların hiçbirinde düşük vakası da yaşanmadı.
Hali hazırda Covid-19 Olmuş Olanlara Aşı Bir Fayda Sağlamaz İddiasıCovid-19 enfeksiyonundan kaynaklanan antikorların yaklaşık 2 ila 4 ay bağışıklık sisteminde kaldığı tahmin ediliyor, bu nedenle daha önce enfeksiyon geçirmiş olanlar yine de aşı olmalı. CDC, Covid-19 enfeksiyonu geçirmiş kişilerin, enfeksiyondan sonra 90 gün beklemeyi seçebileceğini, bu süre boyunca doğal antikorlarla korunacaklarını belirtiyor. Ancak bu süre sonrasında aşı yaptırmak güvenli ve yararlı olacaktır. Laboratuvarda üretilen sentetik antikorlar olan “monoklonal antikorlar” için aşı yaptırmadan önce en az 90 gün beklenmeli.
Sinovac Aşısı Yeterli Koruma Sağlamıyor İddiasıBu iddianın temeli, Brezilya’nın Sao Paolo’daki Butantan Enstitüsü’nde yapılan CoronaVac aşısının denemelerinin, hastalığın çok hafif vakaları hesaba katıldığında, genel olarak yüzde 50’nin biraz üzerinde etkili olduğunun saptanmasından kaynaklıdır. Görünüşte bu yüzde 50 etkinlik rakamı hayal kırıklığı yaratıyor, ortalama bir grip aşından çok daha iyi değil. Ancak bu oran, aşının Covid-19’a yakalanmaya karşı gösterdiği etkidir, yani aşı aslında insanları öldüren türden şiddetli bir Covid-19’u önlemede neredeyse yüzde 100 etkililik göstermektedir. Bu demek oluyor ki, Sinovac aşısından sonra Covid-19’a yakalanma ihtimaliniz hep vardır, ancak hastaneye yatmanıza gerek kalmadan evinizde çok hafif şekilde, hatta belki de hiç semptom göstermeden hastalığı atlatabileceksiniz. Ayrıca bu çalışmanın ağırlıklı olarak ön saflarda yer alan, yani virüse maruz kalma düzeyleri çok yüksek olan sağlık çalışanlarından oluşan katılımcılar arasında yapıldığını da göz önünde bulundurmak gerekir. Yani bu %50 oranı, aşı olduktan sonra virüse maruz kalmaya en çok devam eden grubun hastalığa yakalanma oranlarından elde edilmiş bir sonuçtur. Ve bu çalışmaya katılanlara iki doz sadece 14 gün arayla yapılmıştır. Şimdi, ikinci doz için daha uzun süre beklenmektedir, bu muhtemelen daha iyi bir bağışıklık tepkisi ve daha yüksek koruma elde etmenizi sağlayacaktır. Bu nedenle öncelikle hayat kurtarmak ve sağlık merkezlerinin aşırı yüklenmesini durdurmak istiyorsak, bu aşı gayet uygundur. Ancak Covid-19’u tamamen ortadan kaldırmak istiyorsak yeterince uygun olmayabilir. via WordPress https://www.zovovo.com/hangi-covid-19-asisi-daha-etkili/
0 Comments
Leave a Reply. |
En İyi Bilgi SitesiGündemki haberler, en ilginç bilgiler, tarihte yaşanmış esrarengiz olaylar hakkında içeriklerle dolu bilgi sitesi ZOVOVO.COM Arşivler |